“Doğa”nın her baharda “canlanışı”, dünyanın her yerinde yaşayan insan toplulukları tarafından, kendi kültürlerine uygun biçimlerde kutlanır. İnsanlar, kışın getirdiği karamsarlıktan kurtuldukları için sevinirken, her bahar yeniden canlanan doğaya umut bağlar, düşlerinin, dileklerinin gerçekleşmesi için -genellikle Nisan – Mayıs aylarında ve belli tarihlerde- istekte bulunmanın “tam sırası” olduğunu düşünürler. Çoğu dini bayramların da kökeninde yer alan bu inanış, Türk kültüründe en yaygın biçimini “Hıdrellez şenlikleri”nde bulmuştur.
Hıdrellez’de su kenarlarında bahar yemekleri yemek, en çok istenen şeyleri yazmak ya da resimlerini yapmak ve bunları genellikle bir gül fidanının dibine koymak, ateşlerin üzerinden atlayıp olumsuzluklardan arınmak, doğa ile kurulan ilişkinin ve iletişimin simgelerindendir. Hıdrellez kısaca insan ve doğa arasındaki iletişimi, baharı ve umudu simgeleyen bir kültürel gelenektir.
HIDRELLEZ SÖZCÜĞÜNÜN ANLAMI NEDİR ?
Hıdrellez; Hızır ile İlyas sözcüklerinin birleşmesinden türemiştir. Türk kültüründe sıkıntıda bulunanların yardımına koşmalarıyla tanınan Hızır ve İlyas peygamberlerin 5 Mayıs’ı 6 Mayıs’a bağlayan gece “buluştukları”, “dilekleri gerçekleştirdikleri”ne inanılır. Bu inanış, zaman içinde çeşitli kutlama biçimleriyle “Hıdrellez” denen şenliklere dönüşmüştür.
SOSYAL MEDYA